BEDEN EĞİTİMİ DERSİ PERFORMANS VE PROJE ÖDEVLERİ SİTESİNE HOŞ GELDİNİZ
 

İLKYARDIM VE İLKELERİ
 
TANIMI : 
Ani olarak hastalanan veya kazaya uğrayan kimseye anında, olay yerinde ve çevre imkanlarından yararlanılarak  yapılan, tıbbi olmayan geçici müdahaleye İLKYARDIM denir.
İLKYARDIMDA AMAÇLAR :
1-  Hayat kurtarmak
2-  Durumunu korumak 
3-  Sakatlıkları önlemek 

İLKYARDIMDA  6 SAFHA :
1- Tedbir (İlkyardımcının  kendisinin ve kazazedenin güvenliğinin sağlanması)
2- Teşhis
3- Tedavi
4- Telekomünikasyon (haberleşme)
5- Triaj (öncelikli kazazedenin belirlenmesi)
6- Taşıma
 
İLKYARDIMCIda  bulunması gereken özellikler : 
 
1- Her zaman tedbirli olmalıdır 
2- Soğukkanlılığını korumalıdır 
3- Cesaret gösterilerinden ve emin olmadığı uygulamalardan kaçınmalıdır 

İLKYARDIMIN TEMEL İLKELERİ

1-ŞUNU ASLA UNUTMAYIN; EĞER İLK YARDIM KONUSUNDA EĞİTİM ALMADIYSANIZ ;BİLİNÇSİZ VE YANLIŞ MÜDAHALE İLE KARŞINIZDAKİNE CİDDİ ZARARLAR VEREBİLİR HATTA ÖLÜMÜNE NEDEN OLABİLİRSİNİZ!
2-Eğer ilk yardım sertifikası ya da eğitimi almış biriyseniz bu konuda eğitimli olduğunuzu çevrenizdekilere açıklayarak,kendinizi tanıtın ve  olayı kontrolünüze alın
3-Eğer ortamda ilk yardım konusunda sizden daha bilgili biri  varsa,müdahaleyi ona bırakıp yardımcı duruma geçin.
4-Olayın geçtiği yeri inceleyin
5-Önce kendinizin ,ardından çevrenin ve hastanın can güvenliğini sağlayın
6-Acilen ambülans çağırın ya da çağırılmasını sağlayın
7-Soğukkanlı ve çevrenizi sakinleştirici davranın
8-Saniyelerin önemli olduğu bu durumda,hastayı soğukkanlı ve hızlı bir şekilde değerlendirin
9-Gereken müdahaleyi yapın
10-Eğitimli olsanız da olmasanız da lütfen bilmediğiniz bir konuda asla müdahale etmeyin,yanlış ve bilinçsiz müdahale edilmesini engelleyin
11-Hastayı yatıştırıcı ve yumuşak bir ses tonu kullanın
12-Olay yerine ulaşan sağlık personeline doğru ve detaylı bilgi verin.


BURKULMALARDA İLK YARDIM

BURKULMA: Eklemin normal hareket sınırının ötesine bükülmesi ve gerilmesi sonucu, kapsül ve ligamentlerin zedelenmesi veya yırtılmasıdır. Daha ziyade diz, ayak  ve el bileğinde meydana gelir.
 
Bulguları :
- Hassasiyet, şişlik, morluk, ağrı, harekette kısıtlanma.
 
Burkulmada İlkyardım :
* Ekstremite (kol veya bacak) hareket ettirilmez, dinlendirilir.
* Yükseğe kaldırılır (yerçekiminden kurtarılır) .
* Morarma ve şişliği önlemek üzere soğuk uygulama yapılır. Olayın üzerinden birkaç saat geçmişse, soğuk uygulamanın yararı yoktur, bu durumda şişlik, morluk ve ağrıyı azaltmak üzere sıcak uygulama yapılabilir.
 
Soğuk uygulama için : buz torbasına veya sağlam bir plastik torbaya buz parçaları konup, havluya ya da bir yastık kılıfına sarıldıktan sonra burkulan kısma yerleştirilir.
Sıcak uygulama için : Derin bir kaba ılık-sıcak arası su konur ve burkulan kısım içinde 15 dakika kadar bekletilir. Günde birkaç kez yapılacak bu uygulama iyileşene kadar tekrarlanabilir. Ya da sıcak su içinde ıslatılmış sıkılmış havlu ile bölge sarılır hemen soğumaması için üzerine naylon örtülebilir.


ÇOCUKLARDA GÖRÜLEN SPOR SAKATLIKLARI

Çocukların spora katılımının artmasıyla birlikte yaralanma sıklıklarının da artış gösterdiği izlenmektedir. Çeşitli ülkelerde yapılan istatistiksel çalışmalar yöntem açısından farklılıklar gösterdiğinden sağlıklı bir karşılaştırma yapılamamakla beraber genel olarak temas ve mücadele sporları daha yüksek risk taşıdığı söylenebilir.  Diz ve ayak bileği en sık zedelenen bölgelerdir. Kronik sorunlar akut sorunlara oranla daha sık gözlenmektedir. Yaralanma nedenleri çok etkenlidir ve her spor dalı ve cinsiyet için farklılıklar gösterebilir. Bu nedenle sporcuyla ilgili her kesimin (eğitimci, anne-baba, sağlık personeli) analitik yaklaşımı gerekmektedir. Spor sektörünün gittikçe artan ekonomik boyutları ve başarıya güdümlü spora katılım daha çok çocuğun ve gencin sporcu olma isteğine yol açmaktadır. Bu istek çoğu zaman anne-babalar, beden eğitimi öğretmenleri veya antrenörler tarafından desteklenmektedir. Yetenek olarak tanımlanan ve ileride yüksek performans beklentisi duyulan çocuklar erken yaşlarda ağır antrenman programlarına alınmakta ve çoğu zaman tıbbi destek olmadan çalışmalarını sürdürmektedirler.Bukitleye kulüp veya okul çalışma/antrenman düzeni dışında, organize olmadan (sokak, mahalle karşılaşmaları şeklinde) katılan önemli bir kitle daha bulunmaktadır. Sadece spor kulübü veya okulda değil, organize olmayan tarzda da spora, fiziksel etkinliklere katılan büyük bir grup bulunmaktadır(24). Dolayısıyla, okul ve kulüpte yapılan spor etkinlikleri ile dışarıdakiler çocuklar üzerine farklı etkide bulunabilmektedir. Ülkemizin genç nüfusunun spora katılımına ve ortaya çıkan yaralanmalara ait istatistik verilerden yoksun olmakla birlikte bu oranın gittikçe arttığı tahmin edilmektedir. Çeşitli sağlık kurumlarına spor yaralanması nedeniyle başvuran çocukların sayısında artış olduğu dile getirilmektedir. Yetişkin yaşlardaki sporculardan önemli farklılıklar gösteren bu yaş grubunun sağlık ihtiyaçları da farklılıklar göstermektedir. Öte yandan, birçok çocuk ev içinde , bilgisayar karşısında oynamayı veya televizyon izlemeyi tercih etmektedir. Bu çocukların koruyucu hareket kalıplarını öğrenme şansları olmamakta ve dışardaki oyunlarında daha kolay yaralanabilmektedirler. Bu nedenle, sporun ve oyunun okul çağlarında ciddi bir programla ele alınması hem eğitim hem de korunma açısından büyük önem taşımaktadır.

1-AKUT YARALANMALAR
BEL AĞRISI
Tanım : Hareketle ortaya çıkan bazen istirahatte de görülen bel ağrıları çocuklarda nadir görülmekle birlikte ciddiye alınması gereken durumlardır.
Nedenleri : Genellikle, krista iliaka apofizitleri ve yumuşak doku zedelenmeleri bel ağrılarından sorumludur. Ağır sportif antrenmanlar, aşırı kronik yüklenmeler (cimnastik, halter vb.) ile yanlış ve aşırı zorlayıcı hareketler bel çevresi dokularda zedelenmeler doğurur
PATELLO-FEMORAL AĞRI
Tanım : Çocuklarda en sık görülen diz ağrısı nedenlerindendir. Patellofemoral sendrom veya kondromalazik patella olarak da adlandırılmaktadır.
Nedeni : Sık tekrarlanan ve sıçramalı hareketlerde (özellikle antrenmanlarda) patellofemoral ekleme fazla yük binmesi ve zamanla kıkırdak dokuda hasar oluşmasına bağlıdır. Diz çökme ve ip atlama sırasında da ağrı yakınmaları belirgin olabilir
AYAK BİLEĞİ BURKULMASI
Tanım : Ayak bileği ekleminin mekanik stabilitesini sağlayan bir yada daha fazla bağın (ligaman) gerilmesi, kısmen veya tam kopmasıyla oluşan yaralanmadır. En sık yaralanma şekli ayak bileğinin içeri doğru (inversiyon) burkulması ve anterior talo-fibular bağın (ATFL) yırtılmasıdır (%60-70). Ayak bileği bağ yaralanmaları üçe ayrılır :Birinci derece yaralanmada bağda kopma mikroskopik düzeydedir. Belirtiler ödem ve hassasiyet ile sınırlıdır ve fonksiyon kaybı çok az yada yoktur. İkinci dereceli yaralanmada bağda sınırlı veya morfolojik düzeyde kopma gelişir. Belirgin ödem, ağrı ve hassasiyet bulguları vardır. Fonksiyon kaybı sınırlıdır. Üçüncü dereceli yaralanmalarda bağın bütünlüğü ortadan kalkmıştır. İleri derecede ödem, ağrı ve hassasiyet vardır. Fonksiyon kaybı belirgindir. İnstabilite vardır.
Nedenleri :
 Kas kuvveti ve denge-koordinasyon eksikliği
Zeminin düzensiz olması
Ani ayak bileği hareketi değişikliğine zorlanma durumları (örneğin sporda dengesiz basma ve düşmeler)
KAS SERTLİKLERİ  KAS EZİLMELERİ
Tanım : Kaslardaki ağrılar, özellikle ağır fiziksel egzersizler ve antrenmanlardan sonra (genellikle ertesi gün) ortaya çıkan ağrılı durumlardır. Gecikmiş kas ağrısı (Delayed Onset Muscle Soreness) olarak da adlandırılan bu durum kondisyonsuz (veya yetersiz kondisyonla) yapılan antrenmana kasların verdiği ağrılı sertleşme şeklinde cevabıdır. Kas ezilmeleri ise herhangi bir dış darbeye bağlı olarak kas dokusunda meydana gelen zedelenmedir. Travmanın şiddetine göre hafif ekimozdan ciddi hematomlara kadar değişen doku zedelenmesi olabilir.
KAS YARALANMALARI
Tanım : Kas veya kas tendon birleşme yerinde güçlü ve ani kasılmaya bağlı çekme (zorlanma), kısmi veya tam kopmalarla ortaya çıkan zedelenmeler şeklinde görülür. Büyümenin hızlandığı dönem öncesinde daha az, büyüme döneminden sonra daha sık ortaya çıkar. Kas yaralanmalarının ciddiyeti 3 derece olarak sınıflanmaktadır. 1.derece kas zorlanmalarında belirgin bir bozulma yoktur. Hafif ağrı ve hassasiyet söz konusudur. 2.derece zedelenmelerde kısmi bir bozulma, şiddetli ağrı, hafif fonksiyon kaybı vardır. 3.derece yaralanmalarda kas lifleri tamamen kopmuştur. Kopma ya kasın orta kısmında yada kas-tendon birleşme yerindedir. En sık zedelenen kas grupları hamstring ve gastrosoleustur.
Nedenleri : Kas yaralanmaları, genel olarak, ani ve hazırlıksız gerilmelere, tam ısınma ve germe egzersizleri yapmadan zorlanmalara, kondisyonsuz olarak çok yüklenme sırasında ortaya çıkan yorgunluğa rağmen kas kasılmasının devam ettirilmeye çalışılmasına bağlıdır

2-KRONİK SORUNLAR
 Ergen ve ark(2001) tarafından yapılan araştırmada çekmenin (%47) çocuklarda en sık rastlanan spor yaralanması şekli olduğu görülmektedir(9). 238 olguya ait bu araştırmada kronik yaralanmaların tüm yaralanmaların 2/3ü kadar olduğu saptanmıştır ve akut yaralanmalar 1/3 kadar bulunmuştur. Akut yaralanmaların yanısıra kronik kas-iskelet sistemi sorunlarının da gittikçe artış gösterdiği belirtilmektedir. Öte yandan, tıbbi yaklaşımlarla cevap alınamayan sorunlarda refleks simpatik distrofi (RSD), fibromyalji ve/veya aşırı antrenman sendromu(overtrainingsyndromu)düşünülmelidir.
Kronik sorunlar arasında stres reaksiyonlarının (kırıklarının) özel bir yeri bulunmaktadır. 1996-1997 yılları arasında 18 ay içinde Japonyadaki 39 hastaneye başvuran 20 yaşın altındaki 208 sporcuya ait 222 stres kırığı olgusu analiz edilmiştir. Erkeklerde yaş ortalaması 14.4 ve kızlarda 15.2 olarak bulunmuştur. Tibia en sık stres kırığı rastlana bölge, basketbol ise en sık görülen spor dalı olmuştur .
 Çocuklarda görülen ve  aşırı kullanıma bağlı olarak ortaya çıkan  kronik yaralanmaların engellenmesi için çeşitli biyomekanik araştırmalar planlanmaktadır. Bu çalışmalar, dokulara binen yüklerin incelenmesi, aşırı yük getiren pozisyonların saptanması ve koruyucu malzemelerin etkinliğini bulmaya yönelik olarak planlanmaktadır
.

MASA TENİSİNİN DÜNYA TARİHÇESİ
 

Nispeten genç bir spor olmasına (tenisten daha yeni ve basketboldan biraz daha eski) rağmen, masa tenisinin kaynağı hiç bir zaman kesin olarak bilinmemektedir. .
Bu sporun salon tenisi adıyla bilinen en eski şekli 1880li yıllarda Hindistan ve Güney Afrika'daki İngiliz ordu subayları tarafından oynanırdı. Puro kutularının kapaklarını raket, yuvarlatılmış şarap şişesi mantarlarını da top olarak kullanırlardı. File olarak da kitapları kullanıyorlardı.
1890 lı yıllarda İngilterede bu oyunun diğer versiyonları geliştirildi. Bunlar whiff whaff ve gossima gibi değişik isimlere sahiptiler ve Parker Brothers firması masaya kurulabilen portatif net, dışı file kaplı küçük bir top ve minyatür raketlerden oluşan salon tenisi kitleri satmaya başladı.1900 yılında Amerika'yı zayaret eden İngiliz James Gibb, dönerken yanında bazı içi boş selüloid toplardan getirdi ve arkadaşlarıyla salon tenisini bu topları kullanarak oynamaya başladı. Gibb, topun rakete ve masaya çarptığı zaman çıkardığı sesi temsil eden ping pong ismini kulanmaya başladı.
Fakat 1901 yılında İngiliz spor ekipmanları üreticisi olan John Jacques Ping Pong ismini kendi adına tescil ettirdi ve bu ismin Amerika haklarını Parker Brothers firmasına sattı. Onlar da yeni kitlerini bu isimle çıkardılar.Bir başka İngiliz, E. C. Goode, 1902 yılında tahta raketinin yüzeyini pürüzlü lastikle kaplayarak topa falso vermeyi başardı. Aynı yıl İngiterede Ping Pong Federasyonu kuruldu fakat isim hakkının Parker Brothers firmasında olmasından ve dolayısıyla ekipmanların çok pahalıya çıkmasından dolayı 3 yıl sonra kapandı.
Buna rağmen diğer üreticilerin genel bir isim olan table tennis (masa tenisi) adı altında sattıkları ekipmanlarla bu spor İngiltere ve Avrupa'da sessizce yaygınlaştı. 1921 yılında İngiltere'de yeni bir masa tenisi federasyonu kuruldu. Peşinden de 1926 yılında İngiltere, İsveç, Macaristan, Hindistan, Danimarka, Almanya, Çekoslovakya, Avusturya ve Galler'in Berlin'de yaptıkları  toplantıda Fédération Internationale de Tennis de Table (International Table Tennis Federation - Uluslararası Masa Tenisi Federasyonu) kuruldu. İlk dünya şampiyonası 1927 yılında Londra'da yapıldı. Bu yıldan 2. dünya savaşına kadar tüm şampiyonalar Macaristan'ın egemenliği altında geçti. Bu zamanların en iyi oyuncuları bayanlarda yedi dünya şampiyonası kazanan Macar Maria Mednyanszky ve beş defa dünya şampiyonu olan yine Macar Viktor Barna'ydı. Çekoslovakya ve Romanyalı sporcular da bazı şampiyonaları kazandılar.
Amerika Ping Pong Federasyonu 1930 yılında kuruldu fakat sadece Parker Brothers firmasının ekipmanları kullanılabildiği için üye sayısı fazla olamadı. 1933 yılında iki rakip federasyon daha kuruldu. Bunlar U.S. Amatör Masa Tenisi Federasyonu ve Ulusal Masa Tenisi Federasyonuydu. Bu üç gurup 1935 yılında birleşerek U. S. Masa Tenisi Federayonu adını aldı. 1994 yılında da adını U.S.A. Table Tennis olarak değiştirdi.
İkinci dünya savaşından sonra bir süre daha orta Avrupalı oyuncuların egemenlikleri sürdü. 1953 yılından itibaren Asyalı oyuncuların egemenliği başladı. Asyalı yıldız oyuncuların aniden ortaya çıkmalarının bir sebebi Japon Horoi Satohın 1952 yılında ilk defa kullandığı süngerli lastiklerin kullanılmaya başlamasıdır. Bu yeni malzeme oyunu hızlandırdı ve oyuncuların topa daha fazla falso vermelerine imkan sağladı.
Asyalı oyuncular Penholder tutuşu adı verilen ve raket sapının başparmak ile işaret parmağı arasında tutulduğu bir tutuş şekli geliştirdiler.Bu tutuş şeklinde her tür vuruş için raketin aynı yüzünü kullanıyordu (artık bu tutuş ile raketin her iki yüzünü de kullanan oyuncular vardır). Bu tutuş bugün bir çok üst seviye uluslararası oyuncu tarafından kullanılmaktadır. 1988 yılında masa tenisi erkek ve bayanlarda tekler ve çiftler müsabakalarını içeren olimpik bir spor haline geldi.

VOLEYBOL SPORU NASIL OYNANIR?

Voleybol altı kişiden kurulu iki takım arasında oynanır. Amaç, sahayı ikiye bölen filenin üzerinden topu karşı tarafın sahasına düşürerek puan kazanmaktır.

Oyuncular sahada sabit yerlerde dururlar üç kişi fileye yakın üç kişi de savunma pozisyonunda geride durur. Bir takım topa arka arkaya en fazla üç kere vurabilir. Topa vücudun herhangi bir yeri ile vurmak serbesttir.

Oyuncular saat yönünde olmak üzere sürekli değişerek oynarlar. Topu karşı tarafın sahasına düşüren takım puan kazanır. Maç 5 setten oluşur.

25 puana, en az iki farkla olmak üzere ilk ulaşan seti kazanır. Beşinci set 15 puan üzerinden oynanır. En az iki farklı sonuç burada da gereklidir. Libero defansif bir oyuncudur. Defansta istediği yerde oynayabilir. Ön tarafa geçemez, blok yapamaz, servis atamaz.

Forması takım arkadaşlarından farklı renktedir. Takım koçları saha kenarından takımlarına direktifler vermekte serbesttir. Her sette altı değişiklik yapma hakkı vardır. Sadece ön alanda oynayan oyuncular bloğa çıkabilir.

Blok, top fileyi geçmeden yapılmalıdır. Blok sayı olarak sayılamaz. Voleybol sahası 18 m x 9 m boyutlarındadır. Tam ortasından bir ağ ile ikiye bölünmüştür. Fileden 3 metre geriye olan kısım atak alanıdır.


MARATON KOŞUSU

 
Maraton, Atletizmde en uzun mesafeli (42.195 m), sert tabanlı yollarda gidiş dönüş olarak yapılan mukavemet koşusudur. Adı eski Yunanistan'daki Marathon Savaşı'ndan gelir. İlk kez 1896'da düzenlenen Atina olimpiyat oyunları'nda koşuldu, 1924 yılında 42.195 m olması benimsendi. Uluslararası amatör atletizm federasyonu 1992 yılından itibaren 21.100 m'de yarı maraton dünya şampiyonası düzenlemeye başladı.

Maraton parkurları aynı nitelikte olmadığı için dünya rekoru kaydı tutulmaz, sadece en iyi derece vardır. Türkiye'de maraton, ilk kez 1937'de resmi yarışmalarda yer aldı. 1970'lerde bayanlar da resmen yarışmalarda yer almaya başladı. uluslararası popüler yarışma olarak Boston maratonu, Türkiye'de ise 1979'dan beri yapılmakta olan Asya-Avrupa (Avrasya) maratonu gösterilebilir.

Maraton günümüz olimpiyatlarının en önemli sporu olup simgesellik bir yana mukavemet yarışlarının en zorlusudur. Rekabetin çok uzun bir parkura yayılmış olmasından dolayı izlenmesi pek zevkli değildir. Genellikle stadyuma girildiğinde -ki burası hesaplanmıştır: genellikle maratoncular stadyum çevresinde seyirciyi selamlamak anlamına da gelen bir tur atarlar ve bu turun sonunda finişe ulaşırlar. Maratonun en güzel anı işte bu andır. çoğu kez maratoncular bu aşamada yeri öpecek kadar yorulurlar. Maraton yarışcısı maratona çok uzun bir sürede hazırlanabilir, bu yüzden olimpiyatlarda maratonun yeri apayrıdır.


EKLEM YARALANMALARI

Vücudumuz, gövdemizi destekleyen ve aynı zamanda biçim veren bir çatıya sahiptir (İskelet). Ancak, insan iskeletini oluşturan 200den fazla kemik, kaslar sayesinde hareket eden eklemler aracılığıyla birbiriyle temas etmeseydi çok fazla işimize yaramaz ve yıpranırlardı.
 
Eklemler çok dirençli lifler, yani bağlar aracılığıyla bir yada birkaç kemiği bir arada tutar. Eklemlerin çoğu, eklem tipine göre belirli hareketlen gerçekleştirebilecek bir yapıdadır, örneğin bacağın içe ve dışa hareketlerini gerçekleştiren diz eklemini yada daha geniş bir hareketliliğe sahip omuz eklemini düşünelim.
 
Eklemlerin bu özelliğinden dolayı, bir eklem uygun olmayan bir harekete maruz kaldığında bağlar zedelenebilir ve eklem düzeyinde bir yara ortaya çıkabilir, en sık rastlanan yaralar burkulmalar/İncinmeler ve çıkıklardır. Bu tip durumlara günlük hayatta çok sık rastlanır ve oldukça ağrılı yaralardır. Bir darbe, bir düşme yada eklemin aşırı yüklenmesi sonucu bu tür lezyonlar gelişebilir.
 
Olguların çoğunda, özellikle alışkın olunmadığı takdirde, bulgu ve belirtiler çok benzer olduğundan bu yaralan birbirinden, hatta eklem düzeyindeki olası kırıklardan ayırmak zor olmaktadır.
 
Bu nedenle, bîr şey yapmadan önce hasta/yaralının yada bir tanığın anlattıklarını dinlemek ve olanlara göre bir yaklaşım sergilemek gerekir. Örneğin, hasta/yaralı bize merdivenlerden inerken düştüğünü ve yere bastığında ayak bileğinde şiddetli bir ağrı hissettiğini söyleyebilir.


BULGULAR VE BELİRTİLER
 
Aşağıdaki belirtilerden bir yada birkaçının varlığını araştırın,
Ağrı: Yaralı zarar gören ekleme bağlı olarak az yada çok şiddetli bir ağrıdan yakınacaktır.
 
Şişme/Şekil bozukluğu: Ağrılı eklemde şunlar görülebilir:
Şişlik, kızarıklık : Bu incinmeler, burkulmalar için karakteristiktir.
Deformasyon (şekil bozukluğu): Bu belirti çıkıklar için karakteristiktir.
Bu belirtileri araştırmak için etkilenen eklemle sağlam olan diğer eklemi karşılaştırabiliriz. Bu, şişlik, şekil bozukluğu vb. olup olmadığını değerlendirmemizde yardımcı olacaktır.
Ayrıca, zarar gören eklem hızlı ya da yavaş bir şekilde morarabilir
Hareketler sırasında güçlük: Yaranın ciddiyetine bağlı olarak bu az ya da çok belirgin olabilir. Örneğin, kişi ayak bileğini burktuysa yürümekte güçlük çekecek ya da ayağını yere bastığında ağrısı artacaktır.

YAPILMASI GEREKENLER: 
Bir incinme/burkulmadan yada çıkıktan kuşkulanıyorsak, hasta/yaralıya tıbbi bakım uygulanması önerilir. Daha önce belirttiğimiz gibi, bu tür yaralanmanın boyutlarını değerlendirmek zordur. Etkilenen eklemde bir bağ yırtılması olabilir. Bu durumun göz önüne alınması, eğer varsa sağlık kurulusuna gönderilerek tedavi edilmesi gerekir.
Bu tür yaralar İyi tedavi edilmedikleri takdirde tekrarlama eğilimi ortaya çıkabilir, hatta eklemin işlevleri açısından, hareketliliğini kısıtlayan önemli şekiller kalabilir.
 
İLK YARDIM SIRASINDA YAPILMASI GEREKENLER

1- Etkilenen bölgeyi bir basınçlı bandajla (kalın bir patnuk tabakasının üzerine sarılan bir bandajdır) hareketsîzleştirin .Eğer kollar söz konusuysa üçgen bir kumaş parçasıyla askı hazırlayın.
 
2- Eğer yara yeni ise bölgeye soğuk uygulayın (soğuk suya batırılmış ve sıkılmış bezlerle, bir buz Çorbasıyla vb). Bu uygulama, şişliğin azalmasına yardım edecek ve ağrıyı hafifletecektir
Etkilenen bölgenin dinlenmesini sağlayın ve yükseltin. Örneğin bir ayak bileği burkulması durumunda, ayağı bir tabureye vb. uzatarak yükseltin.
Tıbbi yardım İsteyin yada hasta/yaralı bir sağlık kuruluşuna götürün.

ÖNEMLİ
Hasta/yaralı hasar görmüş olabilecek bir eklemini hareket ettirmeye zorlamayın.
Bir eklemde belirgin bir sekil bozukluğu görürseniz, kemikleri yerine yerleştirmeye çalışmayın. Bu, bir sağlık merkezinde yapılmalıdır.
Bîr sağlık merkezine başvurmadan önce hasta/yaralı herhangi bir ilaç uygulamayın. Belirtiler maskelenebilir ve doktor gereken değerlendirmeyi yapamayabilir.


BURUN KANAMALARINDA İLK YARDIM
 
Kafatası kırığı, darbe sonucu oluşan yüz yaralanmaları, sinüzit, enfeksiyon, burun anomalisi, yüksek tansiyon, kanama bozuklukları gibi nedenlerle oluşabilir.
 
İlkyardım:
- Kişi dik oturtulur, başı hafif öne eğilir ve burun kanatlarından iki parmakla bastırılır.
- Burna, alna ve enseye soğuk ıslak bez konarak lokal soğutma ile kanama kontrol altına alınabilir.
- Özellikle endişeli ve yüksek tansiyonlu kişilerin sakinleştirilmesi önemlidir.


Bayılmalarda İlk Yardım

Şok ve bayılmaların çok çeşitli sebepleri arasında trafik kazaları, kavgalar, zehirlenmeler ve genel olarak sinir sistemine etkiyen hastalıklar sayılabilir. Bu tür bir duruma maruz kalan petlerde dış etkilere karşı duyarsızlık olabileceği gibi aynı zamanda aşırı reaksiyonlarda görülebilir. Neden olan etkene göre değişse de ortak semptomlar olarak; titreme ve nöbetler, hareket bozukluğu, bilinçsizlik, uyuşukluk hali, sabit bakışlar, göz refleksinin olmaması veya zayıflaması görülebilir. Bu tür bir durumda hasta sahibinin müdahalesi genelde çok sınırlıdır. Çünkü öncelikle veteriner hekim tarafından bu durumun sebebi araştırılmalıdır ve tedavinin şekli buna göre belirlenmelidir.

Bu tür bir durumda olayın daha kontrollü bir şekilde atlatılması için hekime gidene kadar ki süre içinde sizin yapabileceklerinizi şöyle sıralayabiliriz;

Hastayı fazla hareket ettirmekten sakınılmalı olabildiğince yavaş ve sakin davranmalısınız.
Baş bölgesi yukarıda olacak şekilde sakin ve sıcak bir köşede yatırmalısınız.
Yiyecek ve içecek vermekten kaçınmalısınız, çünkü bilinç açık olmadığından boğulmaya neden olabilirsiniz.
Rahat soluk alıp almadığını kontrol etmelisiniz. Ağzında salya veya kusmuk gibi solunuma engel maddeler varsa temizlemelisiniz.

KIRIKLARDA İLK YARDIM

KIRIK : Kemik dokusunun bütünlüğünün bozulmasıdır.
 
Çeşitleri :
- Kapalı kırık; deri bütünlüğünün bozulmadığı, çevre dokuların çok fazla zarar görmediği kırıklardır.
- Açık kırık; kırık kemik uçlarının görülebildiği, çevre dokuların zarar gördüğü kırıklardır.
 
Kırıkta belirti ve bulgular :
 
-  Ağrı,
-  Morarma,  çürük, şişlik
-  Şekil bozukluğu (deformite), simetride bozulma,
-  Hareket edememe, hareket kısıtlanması.
 
Kırıkta İlkyardım :
* Kanama varsa kontrol altına alınır, yara varsa kapatılır
* Kırığın çevre dokulara zarar vermemesi için ekstremite (kol veya bacak) desteklenir.

DESTEK (ATEL) : Kırığı tespit etmek ( hareket etmesini önlemek ) amacı ile kullanılan tahta parçası, mukavva, sert karton, yastık üçgen sargı bezi gibi malzemelere verilen genel ad.
 
Desteklerken (Atellerken) Dikkat Edilecek Hususlar :
 
-  Kırık parçalara kesinlikle dokunulmaz veya içeri yerleştirilmeye çalışılmaz
-  Kırığın üstünde ve altında yer alan eklemler de desteklenir ( atele dahil edilir;
-  Uçlara doğru (el ve ayaklar vücudun uç noktalarıdır) tüm eklemler desteklenir.
 
*  Şişlik ve ödemi önlemek üzere kol veya bacak yerçekiminden kurtarılır (kol ise kalp seviyesinde tutulur, bacak ise uzatılır).
*  Ağrı şiddetli ise ve kişi kendi içebilecek durumdaysa ağrı kesici verilebilir.


KAS EZİLMELERİ-KAS ZORLANMALARI (ÇEKMELERİ)VE İLKYARDIM TEKNİKLERİ

KAS EZİLMELERİ
Nedeni: Sert bir cisime ya da sakattanmaya yol açabilecek bir baskının kasta bölgesel olarak bir doku bütünlüğü bozukluğu yaratması. Özel Bulgular: Bazı durumlarda damar dışına sıvı sızmasına bağlı olarak morarma görülebilir. İlk Uygulamalar: Gel ve soğuk-baskılı bandaj ile 48 saat tedavi yapılır. Ek Uygulamalar: Gel ile bandajlama, günde 2-3 kez yapılır. Tedavi Sonrası ağrının şiddeti azaldığında egzersizlere başlanır. (Basamakiarda inip çıkma veya yüzme gibi).

KAS ZORLANMALARI (ÇEKMELERİ)
Nedeni: Tek bir kas grubunun gerilebiime sınırından daha fazla zorlanması. Yetersiz kondüsyon. Antrenman ve gerdirmelerinin uygun olarak yapılmaması. Magnezyum alımında yetersizlik. Özel Bulgular: Ani zorlanmalarda kas ağrıları. İfk Uygulamalaw Sportif aktivitelerden geçici olarak uzak kalınmalıdır. REPARIL-GEL ve so~uk uygulamalar yapılmalıdı~. Ek Uygulamalaı: Kas gruplarına günde bi~kaç kez REPARIL-GEL uygulanabilir. Baskılı bandaj iyileşmeyi hızlandırabili~. Sonraki birkaç gün içinde ise zedelenen kas mümkün olduğunca sık gerdirme egzersizleriyle esnetilmeye, yumuşatılmaya çalışılmalıdır. Tedavi Sonrası: Mafif koşular ve jogging yapılmaya başlanır. Ilk birkaç gün içinde masaj yapılmamalıdır. Önlem: Antrenman ve yarışmalar öncesinde kasların uy~un ısınma ve gerdirme egzersizlerının yapılması önlem açısından büyük önem taşımaktadır.


ÇIKlKLAR VE İLKYARDIMI

Nedeni: Dış kökenli bir fiziksel kuvvet uygulaması sonucunda eklemi oluşturan kemik uçlarının normal pozisyonları dışında yer değiştirmeleri. Özel Bulgular: Etkilenen eklem bölgesinde ağrı. İlk Uygulamalar: Soğuk ve baskılı bandaj uygulanıp çıkan eklem hareketsizleştirilmelidir (Atelleme). Derhal ilgili hekime başvurulmalıdır. Uyan: Hiçbir zaman çıkığı yerine koymayı denemeyiniz. Bilinçsiz zorlamalarda kemik çevresindekı yumuşak dokuların, damar ve tendonların zedelenme olasılığı vardır. Ek Uygulamalar: Ağrı sınırını aşmadan yapılan eklem hareketleri, etkilenen bölgeye hafif masaj fizyoterapi egzersızleri ve günde birkaç defa gel uygulama öneriler arasındadır.

DİZ EKLEMLERI KIKIRDAK ZEDELENMELERİ VE İLKYARDIMI

Nedeni: Yerde sabit ve diz bükülü durumdayken iç ya da dış kuvvetlerin etkisiyle diz ekleminin zorlanması.
Özel Bulgular: Dizin bükülme ve dönme hareketlerinde eklem bölgesinde ağrı duyulur. Ağrı nedeniyle dizin tam olarak gerilme pozisyonuna gelmesi hemen hemen imkansızdır.
İlk Uygulamalar: Diz çevresine gel uygulanır. Buz ile soğuk-baskılı bandaj yapılır. Zaman kaybetmeden hekime başvurulmalıdır. Bu tip sakatlıklar genellikle operatör gerektiren durumlardandır.
Tedavi Sonrası: Operasyon sonrası uygun bir şekilde planlanmış kassal egzersiz programıyla dizin kuvvet desteği sağlanmalıdır. Düzenli alarak gel uygulanmalıdır. Operasyondan 6 hafta sonra yumuşak bir' zeminde hafif koşu antrenmanlarına başlanabilir.

KAS LİFİ KOPMASI (YIRTIĞI)

Nedeni: Yetersiz kondüsyonlanma, antrenman ve yarışmalar öncesi yetersiz ısınma ve gerdirme hareketleri. Özel Bulgular: Egzersizler sırasında batıcı ya da kesici tipte ağrı. Genellikle damar dışına kan sızmasına bağlı olarak morarma görülebilir. İlk Uygulamalar: En az 20 dakika süreyle buz (soğuk) uygulama. Ek Uygulamalar: 2-3 gün süreyle baskılı bandaj ve günde birkaç kez gel uygulanır. Tedavi sonrası: Sakatlığın ciddiyetine göre karar verilmek üzere, zedelenmeden 72 saat kadar sonra aktif hareketlere ve gerdirme egzersizlerine başlanabilir. Önlem: Antrenman ve yarışmalar öncesinde kasların uygun bir şekilde ısıtılması ve gerdirme egzersizlerinin yapılması.

MASA TENİSİ OYUN TERİMLERİ

Backhand:Raketin dış tarafıyla yapılan vuruş.
Backspin:Topun geriye doğru dönerek karşı tarafa gitmesi. Underspin de aynı anlamda kullanılmaktadır
Bat:Raket in bir diğer adı.
Blade:Raketin tahta kısmı.
Block:Topspin vuruşlara karşı yapılan bir vuruş. Bu vuruş genelde masaya yakın olarak topun yükselmesi sırasında veya yükseldiği noktada  yapılır. Blok yapan kişi raketinin açısını topu çarptıktan sonra karşı tarafa gönderecek şekilde ayarlar. Topun karşıya gidişi rakibin topa verdiği hız ve falsoyu kullanarak olur.
Chop:Kesme. Topun kuvvetli backspin (geriye doğru dönme hareketi) ile karşı tarafa gitmesi.Masaya yakın veya uzak konumdan yapılabilen bu vuruşta top rakibin raketine değdiği anda aşağıya (file dibine) doğru gitme eğilimi gösterir.
Chopper:Oyun stili kesme olan oyuncu. Bu tür oyuncular gelen her topa kesme vuruşu yaparlar.
Closed:Raketin topa vuran yüzünü masaya doğru eğik olarak ve masa ile dar açı yapacak şekilde tutmak.
Counter-Drive:Sert bir vuruşa karşı yapılan sert vuruş. Bazı oyuncular bu vuruşun uzmanıdırlar.
Cross-court:Köşeden çapraz köşeye yapılan vuruş.
Dead:Hiç falsosu olmayan top. Ölü top olarak da bilinir.
Deep:Filenin uzağına, masanın dışına yakın noktalara atılan toplara denir.
Drive:Masaya yakın konumdan yapılan temel spinli veya spinsiz hızlı vuruş (şut). Counter, counterdrive veya smash olarak da adlandırılabilir.
Down the line:Topun masaya paralel olarak karşıya gönderilmesi. Bir köşeden çapraz olmayan karşı köşeye yapılan vuruş.
Drop shot:Topu karşı tarafta file dibine çok kısa olarak atmak. Bu vuruş top karşı tarafta bir defa zıpladıktan sonra masa dışına taşmıyorsa etkilidir.
Flat:Falsosuz ve genelde hızlı giden top.
Flick veya flip Fileye yakın konumda raketi bilek veya üst kol hareketi hızlı bir şekilde çevirerek yapılan vuruş. Genelde kısa atılan toplarda hücumu başlatmak için kullanılır.
Footwork:Ayak hareketleri. Vuruş için topa yaklaşma yöntemi.
Forehand:Raketin iç tarafıyla yapılan vuruş.
Game:Set. Her set 11 sayıda biter (10-10 olursa hariç).
Game Point:Set sayısı.
Hitter:Ana vuruş olarak şut atan oyuncu.
Inverted:Dış yüzeyi düz olan (pütürlü olmayan) lastik.
ITTF:Uluslararası Masa Tenisi Federasyonu. 1926 yılında kurulan ITTF sporun dünya çapındaki en yetkili birimidir. ITTF'in üyeleri 150 den fazla ülkenin masa tenisi Federasyonlarıdır.
Junk:Spinden etkilenmeyen, rakibe spinsiz veya belirsiz falsolu toplar atan anti-spin veya uzun tırtıl gibi lastikler. Uzun tırtıl tipi lastiklerin tırtılların bazıları (mesela Feint Long) ITTF tarafından yasaklandı.
Kill:Sayı alma vuruşu. Rakibin karşılayamayacağı şekilde yapılan vuruş. Öldürücü vuruş olarak da bilinir.
Let:Serviste topun fileye değmesi veya harici etkenden dolayı sayının yeniden oynanmasını gerektiren durum.
Lob:Oyuncunun defans amaçlı olarak masadan uzak bir konumdan karşı tarafın yaptığı sert vuruşları geri göndermek için yaptığı müdafaa vuruşları. Kullanıcı topu çok yüksek olarak karşı tarafın masasının uzak kısımlarına değişik falsolar ekleyerek gönderir. Amaç rakibin topa tekrar vurmasını zorlaştırmak veya hata yapmasını sağlamaktır.
Loop:Bu vuruş masa tenisinde en çok yapılan vuruşlardan bir tanesidir. Topun hızlı bir şekilde ileriye doğru dönerek gitmesidir. Rus Mazunov kardeşlerden birisinin bir yarışmada topu dakikada 9000 devir döndürerek spin yaptığı belirlenmiştir. Bu tip vuruşda top havada bir yay çizip masaya iner. Bu özelliği sayesinde sporcu topa çok hızlı vurup topun yay çizerek masaya düşmesini sağlayabilir. Top masaya çarptıktan sonra hızlanıp falsosuna göre yön değiştiriyor olabilir. Top karşı tarafın raketine çarparsa havaya doğru gitme eğilimi gösterir. Rakip bu tip vuruşlarda topun :
1.Havada yay çizerek gelmesi
2.Masaya çarpınca yön değişitirmesi
3.Raketine çarpınca yön değiştirecek olması
ile uğraşmak zorunda kalır.
Loop, kesme veya spine karşı masaya uzaktan, yakından veya masa seviyesinin altından yapılabilir.
Looper:Ana vuruşu loop olan oyuncu.
Open:Raketin topa vuran yüzünü yukarıya doğru eğik olarak ve masa ile geniş açı yapacak şekilde tutmak.
Paddle:Raket
Penholder:Bir raket tutuş şekli. En iyi forehand vuruş imkanı sağlar, fakat backhand vuruşlarını yapmak zordur. Genelde uzakdoğu ülkelerinde yaygın olarak benimsenmiştir.
Pips:Lastiğin bir yüzeyini kaplayan tırtıl adı verilen çıkıntıları.
Pips Out:Dış yüzeyi pütürlü olan lastik. Inverted (düz) lastiğin tersi.
Point:Sayı.
Push:Masa üzerinde yapılan kesme veya itme hareketi. Hücum yapma imkanı olmadığı zaman yapılan pasif bir vuruş.
Racket:Raket
Rally Topun oyunda kaldığı süre. Topun gidip gelmesi.
Rating:Oyuncunun klasman puanı. Oyuncunun katıldığı turnuvalarda aldığı sonuçlara göre devamlı değişir. Genelde 200-2800 arasında değişen bir değerdir.
Receive:Servis karşılama.
Serve:Servis atma.
Shakehands:En yaygın raket tutma şekli. Backhand ve forehand vuruşlar için en dengeli tutuş şeklidir.
Sidespin:Topun havada sola veya sağa doğru bir eğri çizerek gitmesini sağlayan vuruş.  Bu vuruş genellikle topspin veya loop ile birlikte yapılır.
Smash:Sayı alma vuruşu. Rakibin karşılayamayacağı şekilde yapılan vuruş. Öldürücü vuruş olarak da bilinir.
Spin:Topun dönmesi.
Stroke:Oyunda servis dahil yapılan herhangi bir vuruş.
Topspin:Topun ileriye doğru dönerek gitmesi. Top havada bir yay çizerek masaya iner.
Twiddle twirl ile aynı.
Twirl:Oyun sırasında rakibi hataya zorlamak için raketi çevirerek vuruş yapmak. Eskiden raketin iki tarafında da aynı renk lastik kullanılabiliyordu. Şimdi farklı renkler kulanıldığı için eskisi kadar etkili olmuyor. Bu özellik raketin iki yüzünde özellikleri çok farklı lastikler kullanıldığı zaman etkili olur.
Umpire veya referee:Hakem. Oyunu yöneten ve sayıları sayan yetkili kişi
.


Cimnastiğin Dünya'da gelişimi

Cimnastik, Eski Yunan, Mısır ve İndus Uygarlıkları'na dek uzanan köklü bir geçmişe sahip spor dalıdır. İnsanlar, yeryüzünde topluluk olarak yaşamaya başladıkları ilk çağlardan beri, tanrıları ile iyi geçinmek için törenler yapar, adaklar sunarlardı. İşte cimnastiğin ilk örnekleri bu dini törenlerde görüldü. Bunlar bir çeşit dini danslar olup, tüm kasile fertleri bu danslara katılır, kıvrak el, kol, omuz ve bel hareketleri ile oyunlarını müzik eşliğinde yaparak dans ederlerdi.

Cimnastiğin ilk örneklerini gördüğümüz bu ilkel toplum kabilelerinin dansları, yalnız dinsel törenlerde değil, aynı zamanda av başlangıç ve bitimlerinde de yapılırdı. Bugün bile Güney Amerika, Avustralya ve Afrika'da bulunan kabilelerde bunun örnekleri görülmektedir. Modern anlamdaki cimnastiğin oluşması için ise yüzyılların geçmesi gerekti. Cimnastiğin bir fiziksel egzersiz olarak uygulanması Eski Yunan Uygarlığı'nda görüldü.

Ancak bu tür fiziksel eğitim, yalnızca soylu sınıfın çocuklarına aittti. Böylece bu sınıf çocuklarının sağlıklı bedensel gelişimleri sağlanıyordu. Bu tür uygulama, daha sonraları da Roma Uygarlığı'nda benimsendi. Cimnastiğe yönetici soylu sınıfların çocuklarının eğitildiği okullarda büyük önem verildi.

Cimnastik, 1450 yıllarından 1800 yılarına kadar gerçek anlamda bir eğitim aracı olamadı; ancak 1800'lerde yaygınlaşmaya başladı. Eski uygarlıklardan beri fiziksel egzersizlerin bir çeşidi olarak yapılan cimnastik, modern anlamda 19. yy'ın ortasında popüler oldu. Ancak bugün izlediğimiz oyunlar ve kurallar bu yüzyılın ortalarına kadar standart hale getirilmedi.

Napolyon'un orduları Almanya'yı istilaya hazırlanırken, bir papazın oğlu olan Friedrich Ludwig Jahn adlı (1778 -1852) bir genç bugünkü modern cimnaz-stiğin temelini attı. Bir kilise papazının oğlu olan Jahn, sınırsız serbestlikler içinde büyüdü. Daima fakirlerle, düşkünlerle ve sakatlarla iç içe yaşadı.

Bu arada düzensiz bir hayat sürdü, memleketin her yerini dolaşıp halk deyimleri, örf, adet ve gelenekleri konusunda derin bir görüşe sahip oldu. Savaş sırasında Prusya bayrağı altında gönüllü hizmete girdi. Bundan sonra 1811 yılı ilkbaharında Berlin yakınında olan Hasenheinde denilen çayırda ilk açık hava cimnastik alanını açtı ve böylece Alman halk cimnastiğinin temelini attı. Onun asıl amacı, vatanı için hayatını ortaya koyabilen demir yumruklu, iyi yüzebilen, kılıç kullanabilen, zıplayan, koşabilen ve güreşebilen kişiler yaratmaktı.

Jahn'a göre cimnastik, ancak açık havada herkesin gözü önünde gelişebilirdi ve bu yüzden en küçük yerlerin bile bir cimnastik alanı olması gerekirdi. Paralel, barfiks, beygir, halka alet olarak cimnastiğe sokuldu. Ayrıca tırmanma, sallanma, çekme, itme, kaldırma, atlama gibi uygulamalara da Jahn cimnastiğinde geniş ölçüde rastlandı. Jahn cimnastiğinin Berlin'den sonra başka yerlere de yayılması 1817'de Kiel ve Jeva Üniversiteleri tarafından kendisine şeref doktorluğu ünvanının verilmesini sağladı.

19. yy'ın başında Almanya'dakine paralel olarak bir kuzey ülkesi olan İsveç'te Pehr Henrik Ling (1776 - 1839) beden eğitiminde bilimsel fizyolojik esaslara dayanan ve az zamanda bir çok ülkede ortam bulan yeni bir sistem geliştirdi. Ling, cimnastiğe sağlam bilimsel temeller kazandırmak amacı ile kendi kendine anatomi ve fizyoloji incelemeleri yaptı ve sonradan sistemini kurdu. Bu sistemde, insan vücudu üzerinde iyileştirici etkisi olmayan hiç bir hareketin yeri yoktu. Çünkü Ling, sisteminde öncelikle tedavi fonksiyonuna yer vermişti.

Ling, 1813 yılında İsveç Kralı XI - II. Şarl'ın desteğini kazanarak Cimnastik Merkez Enstitüsü adıyla bir öğretmen okulu kurdu ve bu arada bir çok eserler verdi. Bunlardan en önemlisi "Cimnastiğin Temel Esasları" adlı kitaptır.

Kitap dört bölümden ibarettir.

1. Bölüm, insan organizmasının kanunlarından,
2. Bölüm pedagojiden,
3. Bölüm askerlikten,
4. Bölüm cimnastiğin vasıflarından (öğretmen ve araçlardan) bahseder.

Bütün bu değerli içeriğine rağmen, bu cimnastik yüz yıla yakın süre Almanya'da reddedildi ve ancak 1851 - 1863 yılları arasında açık ve yeniden düzenlenmiş, bilimsel esaslarıyla en uygun sistem olarak ele alındı. Alman Friedrich Ludwig Jahn, günümüzde yapılan artistik cimnastiği biçimlendiren kişi olarak bu spor branşının babası sayıldı.

İsveçli Henrik Ling de cimnastik alanında yaptığı çalışmalar ve geliştirdiği sistemler ile çağdaş cimnastiğin oluşmasında büyük rol oynadı. Uluslararası boyut kazanan cimnastikte, yarışmaları düzenlemek amacıyla 1881 yılında merkezi İsviçre'de bulunan Uluslararası Cimnastik Federasyonu (FIG) kuruldu. 1896'da modern olimpiyatlar başlarken seçilen yedi spor dalından biri de cimnastikti. Ama yarışmalara sadece erkekler katıldı.

Bayan cimnastikçiler ilk olarak 1924 Olimpiyat Oyunlarında yarıştı. FIG tarafından resmen tanınan ilk dünya cimnastik şampiyonası 1950 yılında yapıldı. Şampiyona 1978'e dek dört yılda bir, 1979'dan itibaren iki yılda bir organize edildi. Her yıl düzenlenen dünya kupaları ise ilk kez 1975'te yapıldı. 1960 yılından sonra televizyon yayınları, bütün dünyada cimnastiğin yaygın bir spor haline gelmesini sağladı.

Avrupa'da cimnastiğin hızla yayılması sonucu bir çok ulusal örgüt oluştu. Ancak FIG, uluslararası yarışmaların düzenleyicisi ve tek otoritesidir. FIG tarafından düzenlenen uluslararası cimnastik yarışmalarının başlıcaları; her iki yılda bir (tekli yıllarda) takımların katıldığı ve bireysel kategorilerde yapılan dünya şampiyonaları ile dört yılda bir düzenlenen olimpiyat oyunlarıdır. Bayanlararası yarışmalar 1936'dan sonra kombine hareketlerde, 1952'den sonra da bütün dallarda düzenlenmeye başlandı. 1983 yılında ise ritmik cimnastik, olimpiyatlara kabul edildi.


VOLEYBOLDA MANŞET PAS
 
İki kolun iç tarafının yan yana gelerek, dirsekle el arasındaki bölümle topu fırlatma metodudur. Manşet asıl servis karşılamada kullanılır. Oyuncu manşet alma hareketine top kendisine gelmeden yani uzaktayken hazırlanmalıdır. Son anda yapılan ayarlamalar oyuncu için zor olacaktır. İyi bir pozisyon , yüksek ve rahat bir beklemedir. Alçak ve eğik bekleme yorucu ve çabuk hareketi engellediği gibi bel sakatlığı riskini artırmaktadır.
Manşetçinin elleri, vücudunun yanında veya önündedir. Ayaklar yanyana ve fazla olmamak üzere açıktır. Dizlerini hafifçe büker. Denge çok önemlidir. Dengesi çok iyi olan bir oyuncu servisten top geldiği zaman hızlı ve kontrollü bir başlangıç yapar. Ağırlığın ayak uçlarına verilmesi dengeye yardımcı olur. Kalça hafif arkaya çıkar.

Ayak Pozisyonu :
    Ayakları yanyana ve yere düzgün bir şekilde basarak vücudun ağırlığını ayak parmaklarına yöneltmek, dizlerin içe doğru bakması ve kalçasının geriye doğru çıkması her zaman pozisyonu daha sağlam yapar.
Manşet alan oyuncunun ilk görevi, önce topun ona doğru gelişini görmesidir.
    Üç önemli nokta :
Manşet alan oyuncu manşet alacağı noktaya hareketine kadar topu izler.
Oyuncu ağırlığının büyük bir bölümünü ayak parmaklarının uçlarında taşır.
İyi bir denge için vücudunu yere yaklaştırır.
Manşetçinin ellerini birleştirmesi için en iyi yol parmaklarını iki baş parmağının altında iyice kenetlemektir. Oyuncunun iyi bir manşet pozisyonuna sahip olabilmesi ellerinin iyi kilitlenmesi ile mümkündür.
 Oyuncu : Kollarının bükülmemesi için dirseklerini sıkıca kenetler.
Kollarını dışa doğru açar, kolun düz kısmını topa doğru döndürür.
Kollarını mümkün olduğu kadar birbiri ile kapalı tutar ve ikisi ile vuruşu yapmaya çalışır.
İyi bir vücut pozisyonunda denge alçalmakla olur. Manşetçi dizlerini büker ve vücudunun üst kısmını belinden öne doğru iterek sırtını doğrultur.
Kol salınımı kısadır. Eller yalnızca 10-15 cm. hareket eder ve yerle yaklaşık 45 derece açı oluşturduğunda durur.
 SIÇRAMA :Top yakınına geldiği zaman manşet alan oyuncu seri ve hızlı bir sıçrama ile pozisyonunu düzeltir. Ayaklarını hafif açık tutarak yan yana getirir ve dengede kalabilmek için kollarını vücudundan uzak ve rahatça tutar. Ayak parmaklarının ön kısımları sıçramayı sağlar.
    YANA ADIM :Manşetçi yana hareket ettiği zaman sıçrama yan adıma dönüşür. Ayağı yardımı ile manşet yerine gider ve bunu atlama adımı izler. Manşetçi hareketini ayaklarını yana açma pozisyonu ile tamamlar ve bir başka manşet yada yana adıma hazırdır. Hem sıçrama hem de yana adım manşetçinin hareket ederken servise yüzünün dönük olmasını ve kolayca durmasını sağlar.
    ÇAPRAZ KOŞMA :Servisten gelen top iki yada üç adım uzakta ise manşet alan oyuncunun koşması gerekir. Böylece oyuncu manşet yerine yan adım alarak gelmiş olur, ama ayakları ve vücudu topa doğru dönmeye başlar. Oyuncunun ikinci adımı çapraz olur. Hareket servisten gelen topa oyuncunun dönüşü ile tamamlanır, oyuncunun kalçasının 90 derece döndüğü görülür. Çapraz koşu oyuncunun hareketini hızlandırır, topa doğru koşar ve sonra dönüşünü yapar. Bu koşma yana adımdan hızlıdır. Bununla birlikte koşma durmayı zorlaştırır.
    YERLEŞME ADIMI / SEKME :Koşarken durmak için manşetçiler, ufak bir sekme yada sıçramaya ihtiyaç duyarlar. Bu sıçrama vücudu servis atılan tarafa doğru döndürür ve ayakların yan yana gelme pozisyonunu sağlar. Oyuncu aynı zamanda bu sekme hareketine ileri doğru hareket ederken de ihtiyaç duyar. İleri adımdan sonra bir ayağın önde diğeri arkada iken manşet almak oyuncular için daha çok heves vericidir, ama bu daha az sağlıklıdır.
    Genellikle servis karşılama manşetçinin geriye doğru bir adımdan fazla adım almasını gerektirmez. Bu durumda bir yada iki sıçrama oyuncuyu karşılama pozisyonuna getirir.







 
Bugün 5 ziyaretçi (12 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol