BEDEN EĞİTİMİ DERSİ PERFORMANS VE PROJE ÖDEVLERİ SİTESİNE HOŞ GELDİNİZ
 

MİNERALLER

Minareller size kayaları çağrıştırabilir.
         Fakat minareler vücudunuzda yapıyı oluşturan ve birçok işlevi düzenleyen elzem besin ögelerinin bir grubudur.
         Minareller vücudunuzda gerçekleşen sayısız sürecin başlamasına veya düzenlenmesine yardımcıdır.Örneğin sıvı dengesini düzenlemede ,kas kasılmasında ve sinir sisteminde uyarı iletiminde işlevleri vardır.
       Vücudumuzun %4 gibi çok küçük bir kısmını oluşturmalarına ragmen vücut yapısının oluşmasında yardımcıdırlar .Kemik ve dişlerin yanı sıra kaslar ve diğer dokularda da minarellar bulunur. Minarellar ısı veya besin işlemede kullanılan diğer elle yapılan işlemler sırasında kayba uğramazlar.
 
           
          Minarellar günlük gereksinimize göre makro ve ve eser minareller olmak iki gruba ayrılırlar.
     
        Makro minareller:  Makro minarellere olan gereksinimiz 250mgın üzerindedir.Sodyum,potasyum ve klor elektrolitleri ile kalsiyum ,magnezyum ve fosfor bu grubtadırlar.
          Eser elementler : Vücudunuzun krom , bakır, flor, iyot , demir , manganez , molibden , selenyum ve çinko gereksinimi günlük 20 mgın altındadır.
        Bunlardan günlük alım düzeyleri belirlenenler sadece demir,çinko,iyot ve selenyumdur.Diğerleri için bilimsel çalışmalardan daha fazla bilgi edilinceye kadar yeterli alım seviyeleri ve diyetle günlük yeterli ve güvenilir alım düzeyleri kullanılmaktadır.
        Bunlar dışında tanımlanan diğer eser elementler teneke,arsenik,silikon,vanadium,nikel ve borondur.
        Sağlıklı besinlerden seçilmiş yeterli ve dengeli bir diyet ,yeterli ve güvenilir düzeyleri vücudunuza alabilmeniz için eniyi yoldur.
 
      Tüm minareller ince barsaklardan emilir ve vücumuzda farklı yollarla taşınır ve depolanırlar.Bazıları doğrudan  kan dolaşımınıza geçer ve hücrelerinize dağıtılır ,fazla miktarlar da idrarla atılır.

          DEMİR
       Hayat veren mineralde denebilinir.
      Çünkü kanda oksijenin dokulara taşınmasını sağlar.Beyin fonksiyonları ve bağışıklık için gereklidir.Erkekler günde 6 köfte kadar et ve 1/2kase kuru baklagil yemeği ile demir gereksinimleri karşılanırken kadınlar ancak %50sini karşılayabilirler .
      Bu nedenle gebe ,emzikli ve gelişme çağında bulunan kadınların demir durumlarını hekime danışmaları gerekir.
      Hem demir ,hayvansal kaynaklı besinlerden kırmızı et ,tavuk eti ,balık eti  ,yumurtada bulunurken ,hem olmayan demir bitkisel kaynaklı besinlerde ,kuru baklagiller ,ıspanak ,havuç,patates,bezelye ,semizotu  bulunur.
      Pişirme ile hem demirinde değişiklik olmazken ,hem olmayan demirin haşlama ile sebzelerdeki demirin %20si ,işlem görmüş tahıllarda ise%70-80i kaybolur.

            Hem olmayan demir kaynaklarını hem demirine eşdeğer yapabilmek için neler yapmalıyız.
        Sebze yemeklerine kırmızı et ,tavuk eti,balık eti ekleyebilir.
        Sebze yemeklerine malik asit ,sitrik asit, ve askorbit asit içeren havuç,patates,domates,karnabahar,lahana gibi sebzeleri ekleyebilir.
        Kuru baklagil yemeklerinin yanına C vitamini içeren sebze ve meyveleri tüketebilitr.


            ÇİNKO
        Yaklaşık 100 enzimin yapısına giren ve vücutta oluşan biyokimyasal reaksiyonların devamı için gerekli vazgeçilmez minerallerden biridir.
        Çocuklarda büyüme gelişmede ,bağışıklık sisteminde ,tat,ve koku almada önemli,rol oynar.
        Kabuklu deniz ürünleri,kırmızı et,tavuk eti,kuru baklagiller ve kuruyemişde fazla miktarda bulunur.
         Erişkin kadınlar 8mg/gün , erkekler 11 mg/gün  diyetle çinkoyu almalıdır.
         Erişkin kadın ve erkekler beslenmelerinde ortalama 3 köfte kadar yağsız dana eti ve yanında 1 kase yoğurt tüketirse günlük çinko  gereksinimleri karşılamış olurlar.

            BAKIR
        Hücrenin en önemli organellerinden biri olan mitokondride enerji oluşumu için gerekli mineraldir.
        Bakır yetersizliğinde kalpte ve damarlarında hasar,bağışıklık sisteminde önemli derecede azalma gözlenir.
       Bakır için organ etleri ,kabuklu deniz ürünleri ,tam taneli tahıl ürünleri ,kuru baklagiller fındık ,susam,yeşil yapraklı sebzeler eniyi kaynaklardır.
       Erişkin kadın ve erkeklerin günde 900 mg bakır almaları gerekir.

           MAGNEZYUM
       Kemik ve diş yapısında kalsiyum ve fosfor ile birlikte değişmeyen mineral olarak bulunur.
       Kas ve sinir sisteminde etkindir.Yetersizliğinde huzursuzluk ,mental bozukluk,sinir ve kas çalışmasında sorunlar başlıcalarıdır.
       Magnezyum ,hipertansiyon ,eklampsi,kalp hastalıkları ,şeker hastalığı,migren ve baş ağrısı,astım tedavisinde kullanılmaktadır. En iyi kaynakları badem,ceviz,fındık,kurubaklagiller,ve yeşil yapraklı sebzelerdir.
      Erişkin erkeklerin 420 mg/gün,kadınların ise 320 mg/gün magnezyumu beslenmelerine alması gerekmektedir.
      Erişkin erkekler ve kadınlar günde 1 kae kuru baklagil yemeği ve 2 kase yeşil yapraklı sebze yemeği yediklerinde günlük magnezyum gereksinimlerini karşılayabilmektedirler.

         KALSİYUM
       Kemiklerimizin yapısını oluşturan en önemli mineraldir.Bireylerin 25-30 yaşları kemik yoğunluğunun en fazla arttığı dönemdir.Bu nedenle bireylerin 30’lu yaşlara kadar aldıkları ,kalsiyum kemiğe çöker  ve ileri dönemlerde osteoporozis ve kemik kırılmaları olasılığı çok düşer.
       Kalsiyumun beslenme ile alınan en önemli kaynakları süt,yoğurt ,peynir çeşitleri ,kuru meyveler ve kuru yemişlerdir.Peynirlerin sertlik dereceleri arttıkça kalsiyum içerikleri de artar.
      Buna en güzel örnek eski kaşar peyniridir.Erişkin kadın ve erkekler 1000 mg/gün kalsiyumu yiyeceklerle almalıdır.
      Erişkinler günde 2 su bardağı süt,1 su bardağı yoğurt ve 1 kibrit kutusu kadar sert peynir yiyerek günlük kalsiyum gereksinimlerini karşılayabilirler.

         FOSFOR
       Kemik ve diş yapımında görevli mineral olup hücre zarının yapısında ,yüksek enerji oluşumunda da rol oynarlar.D vitamini ve kalsiyumun emilimini kolaylaştırır .
       Genelde proteinden zengin besinler fosfordan da zengindir ve besinlerde yaygın olarak bulunması nedeniyle yetersizliğine sık rastlanmaz.
       Ancak yetersizliğinde ,iştah kaybı ,kansızlık,kaslarda kasılma ,kemik yapısında bozulma ve yürümede zorluk görülür.
       Et, tavuk ,balık,kuru baklagiller,yağlıtohumlar,süt ve süt ürünleri en zengin kaynaklarıdır.
       Erişkin kadın ve erkeklerin günde 700 mg fosforu beslenmeyle alması önerilmektedir.
       Yağlı tohumlar ,tam taneli tahıllar ve bitkisel kaynaklı fosforun emilimi diğer kaynaklara göre %50 daha azdır.
      Kadın ve erkek erişkin bireyler günde 3 köfte kadar dana veya hindi eti ,2 su bardağı yağsız süt veya yağsız yoğurt yiyerek günlük fosfor gereksinimlerini karşılarlar.

      Amerikan diyetisyenler birliği yeterli ve dengeli beslenen ,bütün besin gruplarını birlikte tüketen bireylerin fazladan vitamin preparatı kullanmalarını önermemektedir.

Beslenme uzmanları ,vitaminlerin ilaç olarak düzenli kullanılması sırasında unutulabileceğini , ancak yemek yemeden yaşanamayacağı gerçeği nedeniyle doğal besin kaynaklarıyla alınmalarının daha yararlı olacağını düşünmektedirler .
      SONUÇ OLARAK
     Vitamin kullanılacaksa uzman kontrolünde olması gerekmektedir.



FAİR-PLAY DÜŞÜNCESİ

Uluslararası Fair Play Konseyi şöyle bir tarif yapmaktadır: "Fair Play sadece oyun kurallarına uymak değildir. Fair Play daha çok bir sporcunun davranışını tanımlar. Sportif olmak, rakibini saymak ve rakibinin fiziki ve psikolojik ani değişikliklerini dikkate almak. Karşısındaki gibi düşünen sporcu Fair Play'e uygun davranıyor demektir."
Avrupa Konseyinin 1993 yılında yayınladığı European Sports Charter'a göre ise Fair Play sadece kuralları dikkate almak değildir.
"Dostluk, diğer insanlara saygı ve daima adil bir ruh haliyle spor yapmak. Fair Play bir davranış biçimi değil, bir düşünce tarzıdır. Bu düşünce tarzı sahtekarlığın ortadan kaldırılması, izin verilmeyen psikolojik baskılar, doping, şiddet, ( fiziki ve psikolojik ) istismar, eşit olmayan şanslar ve sporda rüşveti kapsamaktadır."
Eski Alman Cumhurbaşkanı Richard von Weizsaecker Fair Play'i tarif ederken "Sporcu Fair Play kelimesinin yazıldığı harflere uygun değil, kuralların ruhuna göre hareket edendir" demiştir.


ALKOLUN SPORCULAR ÜZERİNDEKİ ETKİSİ

Alkol belirli dozda alındığında uyarıcı, belirli dozda alındığında  da uyuşturucu etkisi yapar.  Ayrıca alkol karaciğerde çözülüp yağa dönüşür.  Enerji oluşumunda etkin değildir.  Alınma dozuna göre merkezi sinir sistemi üzerinde uyuşturucu etkisi vardır .  Sporcunun konsantrasyonunu bozar. 1982 yılında Amerika Spor Hekimliği koleji alkol üzerine şunları söylemekteydi:
a-Alkolün kısa süreli etkisi reaksiyon zamanı, el göz koordinasyonu, denge ve kompleks koordinasyonu gibi özellikleri geciktirici ve bozucudur.
b-Enerji metabolizması, maksimal oksijen kullanımı, kalp atım hızı, kalp atım hacmi, kas kan akımı solunumsal dinamikleri etkiler
c-Kuvvet, güç , dayanıklılık, sürati azaltabilir.
d-Uzun süreli kullanımda karaciğer, kalp, beyin, kas hastalıkları ve ölüme yol açabilir.

ATLAMALAR

Atletizmin bir dalı olan atlamalarda, gerek yüksek ve sırıkla yüksek atlama, gerekse uzun atlama, bir koşu sonunda sıçrama ile yapılır.

Atlamalar 4 bölümden oluşur:

1-Yüksek atma
2-Uzun atma
3-Üç adım atma
4-Sırıkla atlama


YÜKSEK ATLAMA TEKNİĞİ

Koşarak hız kazandıktan sonra sağlam iki dik sehpanın arasındaki çıtanın üzerinden atlayarak yapılır. Bu atlamada prensip vücudun çıtanın üzerinden düşürmeden geçmesidir. Yüksek atlamayı diğer yarışmalardan ayıran özellikler üç tanedir. Birincisi mesafe dikey olarak ölçülür, ikincisi başarı ve başarısızlık belirli bir yükseklikteki çıtayı aşmaya bağlıdır, üçüncüsü ise atlet başarılı olduğu sürece sayısız deneme hakkına sahiptir. Bu spor dalında başarılı olmak için, bacak adelelerinin doğal bir yaylılık ve tempo kuvvetine sahip olması, vücudun dirençli ve uyumlu olması gerekir. Boy faktörü sanıldığının tersine avantaj oluşturmaz.
Atlama alanı olarak kullanılan, çıkış noktası ile yarım daire şeklinde olan hızlanma sahasının uzunluğu, 15 mden az olamaz. Atlama sehpası, sert ve bükülmez ağaçtan veya madendendir. Aralarındaki mesafe 3.66 - 4.02 mdir. Atlama çıtasının uçları kare, üçgen veya yuvarlak olabilir. Ağırlığı 2 kgı geçemez. Sehpa üzerindeki çıta, yarışmacının dokunduğu zaman kolayca düşecek biçimde yatay durumdadır. Çıtanın arkasında süngerle doldurulmuş düşme minderi, en az 5x4 m boyutunda ve yeterli kalınlıktadır. Kullanılan malzemelerin başında, topuğu korumak için plastik ve lastik çivili ayakkabıları sayabiliriz. Topuğun kalınlığı 6 mmyi, taban kalınlığı da 13 mmyi geçemez. Atlamadan önce hız kazanabilmek için koşulması gerekir. Atlayıcı, 7 - 11 adım arası yaklaşma koşusunu, 30 - 40 derecelik bir açı ile giderek hızlanan bir koşu temposu ile yapar. Atlayıcı, çıtaya çok yakın basarak sıçramalıdır. Sıçrayış tek ayakla ve geriye alınmış vücudun gergin bacak üzerine alınmasıyla başlar. Çıta üzerine gelince vücudun ekseni etrafından dönmesi, başın göğüs hizasına alınması ile sürer. Önce dış kol ile savunma bacağının mindere değmesi, sonra da gövdenin kalça ile omuz üzerinde dönüşüyle atlama tamamlanır. Yüksek atlamada yarışmacının uyması gereken en önemli kural; sıçramada tek ayağını kullanmasıdır. Yüksek atlamada yarışmacılar ilk atlayacakları yüksekliği kendileri seçerler. Alt sınırın yukarısında olmak kaydıyla herhangi bir yüksekliği atlamadan geçebilirler. Başarılı olduğu sürece sayısız deneme hakkına sahiptirler. Ancak birbirini izleyen üç başarısız atlama denemesi yaptıklarında elenirler. Atlanan yükseklik, dik olarak yer ile çıtanın üst kenarının en alt kısmını içerir. Bir rekor durumunda yükseklik, atlamadan sonra yeniden ölçülür. Kazanan atlet elenmeyen son atlettir. Beraberlik durumunda, söz konusu yüksekliğin üç deneme hakkından en azını kullanarak geçen kazanır. Bu durumda da beraberlik bozulmazsa toplam atlayışı en az olan kazanır.
Kullanılan araçların ve atlama alanının düzenli olması atlayışın kurallara uygunluğu ve yüksekliğin ölçülmesi iki veya üç hakem tarafından sağlanır.

Yüksek atlama sporu yapan atlayıcıların kullandıkları atlama stilleri 4 tanedir.

1-Scissor(makaslama)
2-Straddle Dive Staddle
3-Fosbury Flash
4-Kalifornia (Western Roll)
Bunlardan en popüler olanları Straddle (Binme) ve Fosbury Flash teknikleridir. Straddleda atlet yüzü aşağıya bakar biçimde, vücudunu çıtanın etrafında döndürerek atlar. Fosbury Flash tekniğinde ise atletin çıtayı önce başı geçer ve omuzlar üzerine düşülür. Kısa zamanda öğrenilmesi ve göze hoş görünmesi Fosbury Flash tekniğini popüler kılmaktadır. Yarışmacı atlama sırasında iki ayağının üzerinde sıçrarsa, çıtayı aşmadan düşerse, atlama anında çıtaya çarpar desteklerinden düşürürse başarısız sayılır.

UZUN ATLAMA TEKNİĞİ

Tek sıçrayışta en uzak mesafeye ulaşmaya dayanan pist ve alan sporudur. Olimpiyat yarışmalarında yer alan uzun atlama, 1896 yılından bu yana erkekler, 1948den beri de bayanlar tarafından yapılmaktadır. 1991 yılında Tokyo'da düzenlenen Dünya Atletizm Yarışması'nda Mike Powell, 8.95lik atlayışla Bob Beamona ait 23 yıllık rekoru kırarak, ulaşılması güç bir derecenin sahibi oldu. Uzun atlama yaklaşık 45 myi bulan hız alma mesafesinden koşularak, zemin hizasındaki gerileme sahasını geçmeden kum havuzuna atlanılarak yapılır. Bu spor dalında başarılı olmak için atletler süratli koşu, sprintler, yüksek atlama, ayaklarını ve baldırını kuvvetlendirici idmanlar ve cimnastik hareketleri yaparlar ve koşuya tam anlamıyla ısındıktan sonra başlarlar.
Atlama alanı olarak kullanılan koşu pistinin en az 1 m ilerisindeki atlama havuzundaki kum, yarışmalardan önce nemlendirilir. Kum havuzunun boyutları en az 2.75x10 mdir. Her atlayıştan önce atlama çizgisi ile aynı seviyede olması sağlanır. Atlama sırasında kullanılan tahtadan yapılan atlama tahtası, koşu yoluyla eşit düzeyde olacak şekilde toprağa gömülür. Atlama tahtasının ön kısmına da adım hatalarının belirlenmesi için macun döşenir.
Yarışmacının kullandığı malzemeler, koşu elbisesi olarak eşofman ve plastik çivili ayakkabılardır. Koşuya, ayaklar bitişik, hafif koşu ritmiyle başlanır. Son hıza basma tahtasına yaklaşıldığında ulaşılması ve tahtaya iyi bir şekilde basılması önemlidir. Sıçramayı takiben dizler kolların altına çekilip, uçuş yapılır. Bunu ayaklar üzerine ileri doğru denge temin edilerek düşme izler. Uzun atlamalarda atletlerin altışar deneme hakları vardır. Atlayıcının ayağı basma tahtasını geçerse, bu deneme ölçülmez. Atlayışın geçersiz olduğunu bildiren kırmızı bayrak hakemler tarafından kaldırılır. Hakemler hataları gözlemek, atlama yerini işaretlemek, atlamayı ölçmek ve yarışmacıları toplamakla görevlidirler. Hakem sayısı her yarışma için değişiklik gösterir. Ölçüm, basma tahtası ile atletin kum havuzundaki en yakın izi arasındaki mesafe esas alınarak yapılır. Ölçülen uzunluk, alttaki en yakın cmye indirgenerek yazılır. Uluslararası yarışmalarda üçer atlayışlık eleme turlarında en iyi dereceyi yapan sekiz atlet yeniden üçer atlayış daha yapar. Final olarak adlandırılan bu atlayışlarda kazanan atlet, en iyi dereceyi yapan atlettir.

ÜÇ ADIM ATLAMA TEKNİĞİ

Üç adım atlama; sıçrama, adım atma ve atlama biçimindeki üç ayrı kesintisiz hareketin ard arda yapılarak, en uzak mesafeye ulaşmaya dayalı pist ve alan sporudur. 1896dan beri olimpiyatlarda yer almakta olup, ilk oyunlarda iki sıçrama, sonraları tek sıçrama biçimini aldı. Günümüzde üç adım atlama, hız mesafesi uzun atlamada olduğu gibi 45 mdir. Burada da atletler uzun atlamada olduğu gibi süratli koşu ayak ve baldırları kuvvetlendirici egzersiz ve cimnastik hareketleri yaparlar. Koşuya tam anlamıyla ısındıktan sonra başlarlar. Sadece üç adım atlayıcı, tek adımcıdan daha alçak sıçramalar yapar. Güç ve denge rüzgara karşı durmak için en gerekli şeylerdir. Atlama sahası olarak kullanılan atlama havuzu ve atlama tahtası, uzun atlamadakinin aynısıdır. Yalnız üç adım atlamada, atlama havuzu ile atlama tahtasının arası en az 11 mdir. Günümüzde üç adım atlamalarda, süratle atlayan ve sıçrama kuvvetine sahip olanların kullandığı De Silva tekniği ile az süratli olanlar tarafından kullanılan Ortadoğu tekniği tercih edilir. Tek adımın aksine, üç adımda basmadan önce fazla sürat önemli değildir. Sıçrama, çabuk ve koşu yönünde olup tek adımdan daha alçak olmalıdır. Yarışmacı tek ayağı üzerinde havalanır ve aynı ayağının üzerine iner. Bunu yerde atılan ikinci uzun bir adım izler. Adım için diğer ayağının üzerine düşmelidir. Bu süre içinde yarışmacı koşu alanındadır. Üçüncü ve son atlamayı yapıp iki ayağıyla havuza düşer. Üç adım atlamalarda da atletlerin altışar hakları vardır. Altı hakkında en iyi dereceyi yapan birinci olur. Atletler, atlayış sırasında yanlış ayağıyla, kasten yere dokunursa atlayış geçersiz olur. Diğer kurallar uzun atlamadakilerin çok benzeridir.

SIRIKLA YÜKSEK ATLAMA TEKNİĞİ

Yatay bir çıtanın üstünden bir sırık yardımıyla atlamaya dayanan bir atletizm dalıdır. Atlama branşlarının en zoru olan sırıkla atlama, yardımcı araç kullanılarak yapılan bir spordur. 19. yy. ortalarından beri spor yarışmalarında yer almaktadır. Ukraynalı ünlü sırıkçı Sergei Bubka, 1991 yılında dördü pistte (6.10), dördü de salonda (6.12) olmak üzere sekiz rekor kırıp, toplam dünya rekoru sayısını yirmi sekize çıkararak, sırıkla atlamanın en büyüğü olduğunu kanıtladı. Günümüzde sırıkla atlama, atlama noktasına 45 m uzunluğundaki bir pistten koşularak yapılır. Bir çeşit akrobasi hareketi olan sırıkla atlamada, atletin başarılı olması için güçlü kollarının olması gereklidir. Uzun boylu olmak ayrıca büyük bir avantajdır. Uzun boylular, yükselişlerde üst tutuşu kolay yaparlar, enerjilerini daha ölçülü kullanırlar ve kollarla yapılan çekişlerde daha başarılıdırlar. Ayrıca rüzgar da önemli bir etkendir. Sırıkla atlamada kullanılan en önemli malzeme atlama sırığıdır. Atletler yaklaşık 5 m uzunluğunda, 2 kg ağırlığında, cam elyaflı fiberglass sırık kullanırlar. Bu sırıklar atletlerin boylarına ve ağırlığına göre değişiklik gösterebilir. Ancak uzunluğu ve ağırlığı konusunda bir sınırlama yoktur. Sırıklar hafif eğimli olup, elle iyi kavranabilmesi için altından ve üstünden bantla sarılmıştır. Koşu pistinin ucunda sırığı dayamak için toprağa gömülü sırık sandığı vardır. Atlet bu sırıkla havaya yükselerek iki direk arasındaki metal çıtayı aşmaya çalışır. Sırığı, 2.2 kg ağırlığındaki metal çıtayı geçerken bırakır ve 1 m yüksekliğindeki özel mindere düşer. Sırıkla atlayan atletler, topuklarında süngerli lastik bulunan ya da bu atlayışlar için özel olarak hazırlanmış ayakkabılar kullanırlar. Bu ayakkabılar aynı zamanda ayak bileklerini de koruyucu özellik taşırlar.Atletler, sırığı el altı veya el üstü pozisyonu olarak adlandırılan iki ayrı biçimde taşıyarak, 16-22 adım arası olan yaklaşma koşusuna başlar. Bu koşu yavaştan, hızlıya doğru olup, aynı tempo korunur. En yüksek hıza sıçrama noktasında ulaşılır. Sırığın saplama çukuruna yerleştirilmesini, yay gibi gerilen sırığın ucunda atletin havaya yükselmesi izler. Bunu takiben eller ve ayaklar uzatılmış durumdayken sallanış hareketi başlar. Sallanmayı vücudu yükseltecek olan çekme hareketi izler. Bu sırada sırıkçının sırtı yere doğru olup, sırıkla daha yükselmek için itme hareketine geçer. Çıtayı geçme sırasında önce sol elini, sırıktan çekerek sağ eliyle ittiği sırığı bırakır. Düşüşün ayaklar üzerine, konmanın da uzun oturuş vaziyetinde, kalça üzerine olduğu iniş hareketiyle atlama tamamlanır. Sırıkla atlamalarda atlet, her yükseklik için üç atlama hakkı kullanır. Atlayıcı tespit edilen en az yüksekliğin arttırılmasını isteyebilir. Bir atlet ard arda üç başarısız atlayış yaparsa elenir. Yarışmacı isterse bir yada iki başarısız atlayıştan sonra kalan atlayış hakkını, daha yüksek bir çıtada deneyebilir. Atlama sırasında sırık kırılması hata sayılmaz. İkisi araç gereçleri hazırlayıp atışları kaydeden biri de gerilmeyi gözleyip, yarışmacılarla ilgilenen üç görevli hakem vardır.
Ölçüm yerden dik olarak, çıtanın üst kenarının altı kısmına kadar yapılır. Her seriden ve rekor duyurusundan sonra yükseklikler ölçülür. En yüksekten atlayan yarışmayı kazanır. Aynı dereceyi paylaşan iki atlet olursa, en son yüksekliği en az denemede aşan, yarışma boyunca çıtayı en az düşüren yada en az deneme yapan atlet birinci olur.1.lik için üç atlama hakkı kullanır. Atlayıcı tespit edilen en az yüksekliğin arttırılmasını isteyebilir. Bir atlet ard arda üç başarısız atlayış yaparsa elenir. Yarışmacı isterse bir yada iki başarısız atlayıştan sonra kalan atlayış hakkını, daha yüksek bir çıtada deneyebilir. Atlama sırasında sırık kırılması hata sayılmaz. İkisi araç gereçleri hazırlayıp atışları kaydeden biri de gerilmeyi gözleyip, yarışmacılarla ilgilenen üç görevli hakem vardır.
Ölçüm yerden dik olarak, çıtanın üst kenarının altı kısmına kadar yapılır. Her seriden ve rekor duyurusundan sonra yükseklikler ölçülür. En yüksekten atlayan yarışmayı kazanır. Aynı dereceyi paylaşan iki atlet olursa, en son yüksekliği en az denemede aşan, yarışma boyunca çıtayı en az düşüren ya da en az deneme yapan atlet birinci olur.



BADMİNTON SPORUNUN TEMEL KURALLARI

Badminton iki kişi yada ikişer kişiden meydana gelen iki rakip grup tarafindan raket ve mantardan yapılma tüylü bir topla, 155 cm yüksekliğinde 76 cmlik bir filenin tam ortadan ikiye böldügü 5.18 m en ve 13.40 m boyunda dikdörtgen bir alanda oynanan bir oyundur. Rakip taraflar topu karşı tarafin sahasına düşürmeye çalışarak puan ararlar. Sadece servis kullanan taraf puan kazanabilir. Her bir set 15 puanlıktır ve 15'e ilk ulasan taraf (en az 2 puan fark varsa) seti alır. Oyunda saha ve başlama vuruşu yazı tura atışı ile belirlenir. Yazı tura atışını kazanan servis atmak yada karşılamak konusunda bir seçim yapar ve oyuna servisle başlanır. Servis atan oyuncu topu raketle bel seviyesini geçmeden yukarıdan aşağıya doğru gönderir. Topun mantarlı kafa kısmının aşağı bakması zorunludur. Servis atma sırasında mutlaka iki ayak yerle temasını kesmemelidir.
Top, filenin üzerinden gecip rakip yari sahasina ulasmazsa, saha cizgilerinin disina düserse, ya da tavana carparsa oyun dısına cikmis sayilir. Karsilayan oyuncu hazir olmadan servis kullanmak kural ihlali sayılır. Ancak karsilayan oyuncu karsilamak icin hamle yaparsa atis faullü olmaktan cikar. Oyun sahasinin 13.4m boyu 5.18m eni vardir. Ciftlerdeyse bu ölcülere 42 cm daha eklenir. Saha enine tam ortadan fileyle ikiye bölünmüstür.
PUANLAMA (SAYI KAZANMA)
Aksi kararlaştırılmadığı sürece taraflar en çok üç set oynar. Yalnızca servis kullanan taraf şayi alabilir. Tek erkekler ve çiftler karsılaşmalarında, 6 şayili kuralda sözü edilen durum dışında, 15 sayısına ilk olarak ulasan taraf seti kazanır. Tek bayanlar karsılaşmalarında, 9.6 şayili kuralda sözü edilen durum dışında, 11 sayısına ilk olarak ulasan taraf seti kazanır.
Uzatmalar, Set skorunun 14-14 olduğu durumlarda (tek bayanlarda 10-10), ilk önce 14 sayısına (tek bayanlarda 10) ulasan taraf seti uzatma (6 şayili kuralda zikredilen hususu) hakkına sahip olacaktır.Bu uzatma hakki ancak yukarıda belirtilen sayıya erişildiği an ve bir sonraki servis atisi yapılmadan önce kullanılabilir. Uzatmalar aşağıdaki şekillerde gerçekleştirilir. Durum 14-14 iken uzatmaya gidildiğinde 3 saya. Durum 10-10 iken uzatmaya gidildiğinde 3 saya. Seti kazanan taraf sonraki sette ilk servis atışını yapacaktır.
YARI SAHA DEGISIMI
Birinci setin bitiminde, eğer oynanacaksa üçüncü set öncesinde ve üçüncü sette ye da tek set üzerinden yapılan maçlarda, önde giden taraf, 11 şayilik sette 6. sayıya ulaşınca ,15 sayılık sette 8. sayıya ulaşınca yari alan değişimi yapılır.
Oyuncular, kurala göre yari alan değişimi yapmayı ihmal etmişlerse hata anlaşıldığı anda yari laf değişimi yapılır ve o andaki sayılar geçerliliğini korur.





 
Bugün 5 ziyaretçi (13 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol