BEDEN EĞİTİMİ DERSİ PERFORMANS VE PROJE ÖDEVLERİ SİTESİNE HOŞ GELDİNİZ
 

GÜREŞİN TÜRKİYEDEKİ BAŞLANGICI VE GELİŞİMİ

Türklerin en eski sporlarından biridir.Güreş sözcüğünün kökeni Özbek ve Başkurt Türklerinin "Kures" sözcüğünden gelmektedir.Bilinen ilk güreş Oğuz Türklerinin destanlarından olan dede korkut destanında yer almıştır.Güreşin ilk kez Türkler tarafından yapıldığı ve Orta Asya'dan dünyaya yayıldığı kesinlikle kanıtlanmıştır. Sümer Akat Tarihleri , Tabletler, Gılgamış ve Dede Korkut destanları ve diğer kayıtlar bunu ortaya koymaktadır. Ünlü tarihçi Heroid Lond, "Cengiz Han" adlı eserinde Türklerden söz ederken bu ülkede ata binmeyen, güreş   yapmayan adama kız bile  vermezlerdi demiştir. Selçuklular Acemlerin etkisiyle güreşçi sözcüğünün yerine "pehlivan"sözcüğü kullanmışlardır. Ayrıca güreşte Türkler arasındaki bağlılık ile "Türk pehlivan doğar pehlivan ölür" ifadesi çok meşhurlaşmıştır. Bunun için Dünya milletlerinin dillerinde üstün insan gücü tarif edilirken, kullanılan FORT COMME UN TURC yani "Türk gibi kuvvetli" sözünü atasözü haline getirmiş bulunan bir milli Türk sporuolarak bilinmektedir. Orta Asya'da yaşayan Türk boylarının her son baharda günlerce süren güreş şenliklerini tertip etmelerinden eski Türk boylarından Hiyana-nu ların ölü gömme törenlerinde halkın tasasını dağıtmak gibi bir amaç güderek büyük güreş şenlikleri düzenlenmesinden ve yine kazak Türklerinden Abdülkerim'in yazdığı Mukaddime den anlaşılacağı gibi; askerin harp gücünü artırmak için güreş eğitimini çare olarak ileri sürdüğünden güreşin sadece sportif yarışma amacıyla değil, eğlence ve askeri eğitim amacıyla önem verilerek yapıldığını görebiliyoruz.
Asırlardır önemini kaybetmeden Türkler ve daha başka bir çok kavimler tarafından yapılan Güreş Türklerin İslam'ı kabulünden sonra milli spor olarak önemini devam ettirmiştir. Halife Hz.Ali'nincenklerini anlatan menkıbelerde savaşlar sırasında yapılan güreşlerden söz edilmektedir. Hz. Hamza ise günümüzde (Türkiye'de) yapılmakta olan Karakucak ve yağlı güreşlerin dualarında  pehlivanların piri anılmaktadır. Daha sonraları Osmanlı İmparatorluğu'nun da bütün sınırları içerisinde güreş sevilen ve itibarlı bir spor olarak kabul edilmiştir.Osmanlı padişahlarından Fatih Sultan Mehmet zamanından İstanbul'da ve Edirne'de güre Tekkelerinin yapıldığı ve her tekkede 300 civarında güreşçinin eğitim gördüğü Evliya Çelebi, seyahatnamesinde belirtmektedir. Bugün Rusya başta olmak üzere bütün Dünya ülkeleri güreşe önem veren Amerika, Almanya, Japonya gibi ülkeler 500 sene önceki Türk güreş okullarını çağın güreş eğitim anlayışından hareket ederek bunları Modern hale getirerek yüz binlerce gençlerine bu okullarda eğitim vermişlerdir. Osmanlı İmparatorluğunda bir çok padişah ve beylerin güreş yapmaları ve güreşçiliği bir meslek sayarak güreşçileri çok itibarlı mevkilere getirmeleri bir çok Başpehlivanların yetişmelerini sağlamışlardır. 19 yüzyılda Batı ülkelerinde başlayan modern güreşler 20.yüzyıl başlarında Türkiye'ye girmiştir. Modern güreşin ülkemizdeki ilk tatbikatı 1903 yılında B.J.K başlamıştır. Zamanla Kasımpaşa, Fenerbahçe, Anadolu gibi kulüplerde modern tarzdaki serbest ve Greko-romen güreş çalışmaları başlamıştır.
Serbest ve Grekoromen güreşte uluslararası şampiyonlar ve ülkelerde düzenlenen Resmi Karşılaşmalar (F.I.L.A) tarafından düzenlenen güreş Nizamnamelerine göre yapılır. Türk Güreşinin yönetiminde en üst basamağı oluşturan Türkiye Güreş Federasyonu, 1922 yılında T.İ.C.İ (Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı) bünyesinden kurulmuş.1923 yılında FILA (federation ınternational elutte -Amateur) 'yaüye   olmuştur. 1924 Paris olimpiyat oyunları, Türk güreşçileri için uluslararası alandaki ilk ciddi deneyim olmuştur.Takımımızı hazırlayan Rqol Peter adındaki Macar antrenörün Türkiye'deki minder güreşinin kurucusu olmuştur. 1932 yılında güreşçilerimiz ilk kez Balkan şampiyonalarına katılmış ve takım halinde 1.ligi elde etmişlerdir.1935 yılından itibaren grekoromen stil yanında serbest stilde çalışmalara başlanmış ve aynı yıl yurdumuzda ilk serbest güreş şampiyonası düzenlenmiştir.1936 Berlin olimpiyat oyunlarının hem grekoromen hem de serbest stilde katılmışlar ve grekoromen stilde 61 kg güreşçimiz Yaşar Erkan altın Madalya Kazanarak olimpiyatlarda ilk birinciliğimizin sahibi olmuştur. 1938 yılında Estonya'nın Başkenti Tallin'de yapılan Avrupa Güreş şampiyonasında ağır sıklet güreşçimiz Çoban Mehmet Avrupa üçüncüsü olmuştur. Bu Avrupa güreşi şampiyonasında ilk derecemizdir. Türkiye Güreşte gücünü 1948 olimpiyatlarında bütün Dünyaya göstermiş, Takım sıralamasında İsveç'ten sonra 26,33 puanlarla ikinci sırayı almıştır. Güreşteki Başarımız 1960 Roma Olimpiyatları'nda da devam etmiş ve Sovyetlerden sonra 31 puanla ikinci olmuştur.

BESLENME VE SPOR İLİŞKİSİ

Düzenli egzersiz fiziksel,mental ve emosyonel sağlık için büyük önem taşır ,Egzersiz enerji harcamasını artırır ,böylelikle ağırlıgın 
korunmasında veya zayıflatmada yararlı etki gösterir.Düzenli egzersiz serum kolesterol ve glikozun normal düzeyde tutulmasını sağlar,yüksek dansiteli lipoprotein kolestrolünü arttırır.Egzersiz sırasında doğal yatıştırıcılar endorfinler salgılanır.
Düzenli egzersiz kardiovasküler sistemi ve iskeleti sağlıklı tutar , böylece yaşlanmayı geciktirir.
 Düzenli egzersiz programlarına başlamadan önce kişilerin ,kalp hastalığı, hipertansiyon,solunum sistemi saglıgı vb yönünden kontrolden geçirilmesi gerekir.
Beslenme ve spor Sporcularda enerji ve besin gereksinimi yaş,cinsiyet vücut cüssesi,yapılan spor aktivitesinin tipi,süresi ve antreman programlarına bağlı olarak değişir.Dinlenme dönemindeki bir sporcunun enerji gereksinimi 2500- 3000 kcal iken bu değer yoğun antreman dönemlerinde 5000 kcal ulaşabilir.Alınan enerjinin yaklaşık% 55-60 ı karbonhidratlar ( %5-10 şeker ,kalanı doğal basit ve kompleks karbonhidrat kaynaklarından) %10-15 i proteinlerden %25-30 yağlardan karşılanır.Dayanıklılık sporlarında yada ağır antreman dönemlerinde enerjinin %65-70 inin karbonhidratlardan karşılanması uygundur.Proteinlerin yaklaşık yarısını bitkisel,yarısını ise hayvansal kaynaklar oluşturmalıdır.Aşırı protein alımı  sporcu beslenmesinde önerilmez .Ağır antrenman dönemlerinde ve kuvvet sporlarında diyete eklenen bazı saf protein kaynaklarıyla diyet enerjisinin proteinden gelen oranı%20 yi aşmamalıdır. Enerjisi yeterli ve dengeli düzenlenmiş bir diyet ile vitamin-mineral gereksinimleri besinlerden karşılanabilir .
Sporcular  alkolden kaçınmalı üç büyük öğün yerine günlük besinleri 5-6 öğüne dağıtarak yemelidir.Gerek profesyonel gerekse amatör anlamda yapılan spor olsun  düzenli beslenme ve  diğer doğru uygulamalar ile  başarı kaçınılmaz olacaktır.

OLİMPİYAT BAYRAĞININ ANLAMI


Olimpiyat bayrağı beyaz zemin üzerine iç içe geçmiş beş ayrı renkteki beş halkadan ibarettir. Dünyanın beş kıtasını temsilen insanları dostluk ve sevgi bağları ile birbirine bağlamayı simgeleyen bayrağın üç halkası üstte, ikisi alttadır. Üstteki üç halka soldan sağa doğru mavi, siyah ve kırmızıdır.


ÇOCUK VE SPOR

Sporun insan yaşamındaki önemi her geçen gün daha iyi anlaşılmaktadır. Bilgisayarın ve televizyonun yaşantımıza girmesi ile ne yazık ki en değerli varlıklarımız olan çocuklar spordan uzak, hareketsiz bir yaşam tarzını benimseme eğilimindedirler. Sporun önemini ve gerekliliğini çocuklarımıza aşılayabilirsek onlara daha sağlıklı bir geleceğin de kapılarını aralamış oluruz.

Spor büyüyen çocuğun fiziksel gelişiminin yanında psikolojik, sosyal yönden gelişimine de katkıda bulunur. Bireysel sporlar özgüvenin, kendi sorumluluğunu alma yetisinin gelişimine katkıda bulunurken takım sporları paylaşmayı, yardımlaşmayı, takım halinde hareket ederken bireysel hırsların takımın önüne geçmesini kontrol etmeyi geliştirir. Spor yapan bir çocuk zamanını doğru kullanmayı öğrendiğinden okul başarısı da beraberinde gelir.

Düzenli fiziksel aktivite ile çocuğun kuvvet ve dayanıklılığı artar, kemik gelişimi olumlu yönde etkilenir, kilo kontrolünü sağlanır. Spor ile hareketsizlik ve aşırı kilo sonucunda erişkin dönemde gelişebilecek kalp damar hastalıkları, şeker hastalığı ve diğer sağlık problemlerinin gelişimi önlenebilir.

Spora başlamadan önce çocuğun spor yapmaya engel olabilecek bir sağlık probleminin olup olmadığı değerlendirilmelidir. Çocuğun yaşı, anatomik ve fonksiyonel yapısı, kuvveti göz önünde bulundurularak hangi sporları yapmaya elverişli olduğuna karar verilir.

Hangi yaşa hangi egzersiz

Erken çocukluk döneminde ki bu dönem 5 ile 7 yaş arasındaki çocukları kapsar düzenli egzersizden çok koşma, atlama, zıplama, yüzme gibi bütün vücut hareketlerini içine alan, büyük kas gruplarını çalıştıran aktiviteler tercih edilmelidir. Yaratıcılığı ve araştırmayı geliştirici oyunlar, basit figürler içeren dans ve folklor aktiviteleri desteklenmeli. Bu yaş grubunda çocuk daha çok bireyseldir, bundan dolayı bireysel aktiviteleri desteklenmelidir.

Orta çocukluk döneminde yani 8-9 yaş civarında yukarıdaki aktivitelere ek olarak bisiklet, takım sporları, temel spor hareketlerinin öğrenilmesine yönelik aktivitelere, kompleks figürler içeren dans ve folklor aktivitelerine başlanabilir. Bu yaş döneminde grup aktivitelerine ağırlık verilebilir. Takımca mücadele, liderlik, kişisel disiplinin gelişimi açısından önemlidir. Her çocuğa liderlik şansı verilmelidir.

On yaşından sonra yarışma tarzı bireysel ve takım sporlarına, grup aktivitelerine ağırlık verilmeli. Kişisel ve takım sporlarında yarışma tarzı organizasyonlara başlanabilir.

Spesifik spor dallarına ait çalışmalar için uygun yaşlar ise; jimnastik, futbol, basketbol, voleybol, atletizm, tenis, kayak için 9-11 yaş, güreş için12 yaş,bisiklet için 14 yaş, halter için 15-16 yaş, boks için ise 17 yaşdır.

Ailelere düşen görevler

Spor yaparak çocuğunuza örnek olun.

Okulda veya dışarıda faaliyetlere ailece katılın.

Çocuğunuzu cesaretlendirin, yönlendirin olun ama baskıcı olmayın.

Yapıcı eleştirilerle çocuğunuzu destekleyin.

Çocuğunuzun fiziksel yetenekleri ve kapasitesinin ötesinde hedefler belirlemeniz spordan uzaklaşmasına sebep olabilir.

Çocukların anatomik, fizyolojik ve psikolojik yönden gelişimleri devam ettiğinden egzersiz programları oluştururken dikkat edilmelidir. Çocuğun güvenliği her zaman birinci derecede önemlidir. Çocuklarda aşırı kullanmaya bağlı yaralanma, aşırı egzersize veya travmaya bağlı büyüme plağının yaralanma riski yüksektir. Yeni aktivitelere çocuğun toleransının ve becerisinin artması için düşük yoğunluk ile başlanmalı ve yoğunluk kademeli şekilde arttırılmalıdır. Çocuklarda termo regulatuar sistem dediğimiz vücut ısısının ortama göre ayarlanma sistemi tam olarak gelişmediğinden çok sıcak ve soğuk ortamlarda spor yaparken vücudun uyumunda güçlükler yaşanabilir. Bundan dolayı ortama uygun kıyafet ve yeterli sıvı alımı çok önemlidir.

Çocuklarımız yaşama hazırlanırken gördükleri ve örnek aldıkları ilk modeller anne ve babalarıdır. Eğer biz sağlıklı, spor ile iç içe bir yaşam tarzını ailece benimseyebilirsek ve bunu ailece yapılan bir sosyal etkinlik haline getirebilirsek çocuklarımız da bu alışkanlığı erişkin yaşantısına ve kendi çocuklarına aktaracaktır.


 
Bugün 4 ziyaretçi (9 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol